Zeki Müren'in sahnede giydiği ışıklı ayakkabı kendisinin imal ettiğini belirten Selamettin Örün, "Ürünlerimin patentini alsaydım, şimdi daha itibar görürdüm" dedi
TURİSTLERİN GÖZDESİ
Arıkbaşı'nın sembol isimlerinden Ören, turistlerin fotoğraf çektiği, dizi filmlerin figüran olarak değerlendiği kişi haline geldi. ATV'nin beğenilen dizisi "Herşeye Rağmen"de de figüran olarak rol alan Selamettin Usta, "Yaşadığım beldenin tanıtımını elimden geldiğince yapmaya gayret gösteriyorum. 'Efe dayı' lakabını ise İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu'ndan aldım" diye konuştu.
KÖRÜKLÜ ÇİZMELER
Doğduğu Arıkbaşı'nda "Efe dayı" diye çağrılan Selamettin Örün, ayağından çıkarmadığı körüklü çizmeleri, elindeki tespihi ve köşeli kasketiyle kalabalık arasında olsa bile hemen fark ediliyor. 1994 yılında felç geçirmesinden 6 yıl sonra bir de hayat arkadaşı eşi Hatice Örün'ün de vefat etmesiyle İzmir'e veda eden Selamettin Örün, "Biz Çerkez asıllıyız. Ailemize çok bağlıyızdır. Bu yüzden pek çok fırsatı tepip eşim ve çocuklarımı tercih ettim. Eşimi yitirdikten sonra kaybedecek birşeyim olamazdı, dükkanı kapatım köyüme geldim" diye konuştu.
MESLEK RACONU
Ayakkabıcılığa 1950 yılında, ağabeyi Hayretin Örün'ün yanında başladığını anlatan Selamettin Örün, 1960 ihtilalinde Diyarbakır'da vatanı görevini yaptığını ve dönüşte İzmir'e yerleşip Mezarlıkbaşı'nda ayakkabıcı ve körüklü çizme ustası olarak işyerini açtığını söyledi. "2000 yılında bu alemde hiçbir tüccara ve esnafa tek kuruş borç bırakmayan ender biri olarak Arıkbaşı'na döndüm" diyen Selamettin Örün, mesleğinin her türlü geleneğini yerine getirdiğini iade etti.
SÜRPRİZ YAPTI
70'li yılları unutamadığını her fırsatta dile getiren Selamettin usta, bir gün Almanya'da oturan bir tanıdığının tamiri mümkün olmayan cam ökçeli bir ayakkabı getirdiğini, o an birden "neden bir ışıklı ayakkabı yapmayayım?" diye aklına geldiğini söyledi. Fikrimi kısa sürede geliştiren Örün, yetişkinler için bot şeklinde ökçeleri ışıklı bir ayakkabı yaparak, dükkanımın vitrinine koyduktan sonra İzmir'de olay halini aldığını ifade etti. Işıklı ayakkabıları duyanların dükkanına koştuğunu belirten Selamettin usta, o yılları şöyle anlattı:
ZEKİ MÜREN'İ ŞAŞIRTTI
"Ünüm kısa sürede kulaktan kulağa yayıldı. Gazetelerde haberlerim yapıldı. O yıllarda İzmir Fuarı çok meşhurdu. Tanınan birçok sanatçı fuarda sahne alıyordu. Bunlardan biri de ünlü sanatçı Zeki Müren'di. Işıklı ayakkabıları duymuş. Sayanora'da sahne alırken, kendisine sürpriz yapmaya karar verdim. Bir çift ışıklı ayakkabı yaparak, hediye etmek istedim. Zeki Müren yaptığım ayakkabıları çok beğendi ama hediye kabul edemeyeceğini belirterek, bana 5 bin lira verdi. O günlerde İzmir'de en pahalı ayakkabı 60 lira civarındaydı. Ardından, İngiltere'den büyük bir ayakkabı mağazasının sahibi olan bir bayan İzmir'e gelerek, beni İngiltere'ye götürmek istedi. 15 gün Efes Oteli'nde kalarak, beni ikna etmeye çalıştı. Eşimin hastalığı ve çocuklarımın da küçük olması nedeniyle bu cazip teklifi kabul etmedim."
IŞIKLI BASTON VE ŞAPKA
O yıllarda ününün yurt dışına taştığını kaydeden Selamettin Örün, ışıklı ayakkabıdan sonra körler için ışıklı baston ve sahne aksesuvarı olarak da ışıklı fötr şapka yaptığını, bu ürünlerin de büyük ses getirdiğini söyledi. Örün, en büyük hatasının o yıllarda ürünlerine patent almamak olduğunu belirterek şöyle konuştu: "Bu gün olsa, icat ettiğim ürünlerimden çuval dolusu para kazanırdım. Bizler yaptığımız ürünlerle bol bol eğlendik, güldük. Piyasada bulunan şimdiki ışıklı ayakkabıları teknolojinin gelişmiş olmasına rağmen beğenmiyorum. Benden başka hiç kimse 'ışıklı ayakkabıları ben yaptım' diyemez. 70'li yıllarda piyasada küçük pil bile yoktu. Işıklı ayakkabıları çalıştırmak için büyük pil kullanıyorduk. Buna rağmen ürünlerimizde estetik hakimdi. 70'li yıllarda İzmir Fuarı için kente gelen Ajda Pekkan, Altan Erbulak, Zeki Müren, Fikret Hakan, Ayhan Işık, Öztürk Serengil gibi sanatçıların yanı sıra 1958'de Türkiye Güzellik Kraliçesi seçilen Günseli Başar gibi isimlerle iyi dostluklar kurdum. Bu sanatçıların hepsi zaman zaman iş yerime gelerek, beni ziyaret etti. Fuar için İzmir'e gelen sanatçılar basında ünümü duyduğu ve beni tanıdığı için mutlaka dükkanıma gelirdi."
İsim babası Aziz başkan
"Körüklü çizme" ustası olduğunun da altını çizen Selamettin Örün, eskiden körüklü çizme giymenin zenginlik ifadesi olduğunu, şimdilerde ise 'deve güreşlerinin" değişmez aksesuvarı haline geldiğini bildirdi. Emekli olduktan sonra hatırını kıramadığı dostlarına körüklü çizme yaptığını kaydeden Örün, "Bu mesleğin yok olduğuna inanmıyorum. Bayındır'da İbrahim Kadan usta ile zaman zaman gelen siparişleri değerlendiriyoruz. Ona yardım ediyorum. Ancak, ben de körüklü çizmeden vazgeçmeyenlerdenim. Arıkbaşı'nda sembol isim oldum. Kıyafetimi gören yerli ve yabancı turistler hemen kameraları ile fotoğraf makinelerine sarılıyor. Hatta, ATV'nin beğenilen dizisi Herşeye Rağmen'de ve bazı televizyon dizilerinde figüran olarak rol alıyorum. Yaşadığım beldenin tanıtımını elimden geldiğince yapmaya gayret gösteriyorum. "Efe Dayı" lakabını ise İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu'ndan aldım. 2009 yılında seçim çalışmalarında bulunan Kocaoğlu, kürsüden dikkatini çekmiş olacağım ki bana "Efe dayı" diye seslendi. O gün bu gündür isimim yörede "Efe dayı" olarak kaldı. Zeybek oyunlarına meraklıyım" diyor.
Nadir UYSAL
Bu haber 2432 defa okunmuştur.